Merhaba Ben Oğuz Bozkaya
Türkiye’deyken 2006 yılında üniversite ikinci sınıfın yaz tatilinde iki aylığına bir İngilizce kursuna gittim. Bu İngilizce kursunda İngilizce öğretmenimiz dersi, bazı terimler ve gramer formülleri dışında dersi Türkçe anlatıyordu.
Kursta hocamızın bütün yönlendirmelerine uyuyordum. Ödevlerimi hiç aksatmıyor kursu çok iyi değerlendirebilmek için gece gündüz İngilizce çalışıyordum. İki aylık İngilizce kursunu bitirdiğimde gramer seviyem epey ilerlemişti. Hatta bu kursun motivasyonuyla kursu bitirdikten sonra iki tane daha gramer kitabı bitirdim. Bu şekilde toplamda altı aylık İngilizce serüvenim olmuştu.
Ancak yavaş yavaş dikkatimi çeken bir gerçekle yüzleştim. O da, bu kadar gramer çalışma ve kelime ezberlemeden sonra hiç İngilizce konuşamıyordum. Çok garip gelmişti. Oysa ben İngilizceyi konuşmak ve anlamak için çalışıyordum.
Nasıl olurda bunca çalışmaya rağmen konuşma konusunda hiç ilerleme gösteremiyordum. Bu işte bir terslik olduğunu fark etmeye başladım ve bir şeyler yanlış gidiyordu. Bilerek veya bilmeyerek bir şeyleri yanlış yapıyordum ama neleri yanlış yaptığımın farkında değildim.
Şöyle bir iç konuşmam oldu.
“Sanırım gramer çalışmakla bu iş olmuyor”
“Nasıl olmaz ya, ama herkes gramer çalışıyor”
“İyide gramer de çalışmazsam ne çalışacağım ki”
İtiraf etmeliyim ki İngilizce konuşma konusunda bundan sonra çalışsam da konuşamayacağım düşüncesiyle öğrenilmiş çaresizliğe düştüm.
Artık bu iş olacak bir şey değil diye düşünmeye başladım. Ne demek istediğimi aylarca hatta yıllarca kâğıt üzerinde İngilizce çalışan ve konuşma becerisinde hala yerinde sayan kişiler beni çok iyi anlayacaktır.
İngilizce çalışmayı tamamen durdurmuştum.
Aradan 3 yıl geçti. Ancak İngilizce konusunda pes ettiğim için ruhumda feveranlar dönüyordu, böyle bir şeyi kendime asla yediremiyordum. Çünkü bu bir başarısızlık ve pes bayrağıydı.
İngilizceyi iyi bir şekilde öğrenemezsem bana hayat yoktu, beni güzel bir gelecek ve kariyer beklemiyordu. O yüzden ne olursa olsun öğrenmeliydim. İngilizceye sıfır noktasından tekrar başlamaya karar verdim. Ve tekrar kişisel kurtuluş savaşımı başlattım. Başka çarem yoktu.
Ya İngilizceyle bilginin gücünü arkama alıp geleceğimi inşa edecektim ya da sönük bir hayatın içerisinde kaybolacaktım. Hayat bana bunu mecbur etti ve bunu nasıl gerçekleştireceğimle ilgili dil öğrenme teknikleri konulu makaleler okumaya başladım.
İşte bu karar hayatımın dönüm noktası oldu.
Merhaba,
İngilizce, iş ve kariyer planlamasında hayatımı değiştiren bir yetkinlik oldu.
Öğrenmiş olduğum İngilizce ile İngiltere’ye yerleşerek öğretmenlik yapma fırsatım oldu. Yeni bir hayat kurdum.
Bilimsel kaynaklara ve içeriklere ulaşma fırsatım oldu. Dünyanın bir çok milletinden arkadaşlarım oldu. Kendi kültürel ve dünya görüşüme büyük katkılar sunarak hayalimdeki insan olmama yardım etti.
Umarım İngilizce sizin de hayatınıza çok güzel dönüşümler katar.
Dilediğiniz zaman mail atarak ulaşabilirsiniz.
info@vipprimeenglish.com
Blog
Modern Dil Öğrenme Tekniklerinden Haberdar olun!